Genel Başkan Gültekin Uysal'ın 15 Temmuz Mesajı
Bugün, tarihimizin şüphesiz en acı günlerinden birinin yıl dönümü. 15 Temmuz teşebbüsü; 27 Mayıs ve 12 Eylül’ün yarattığı toplumsal ve siyasal travmadan kurtulmak için yıllar boyu verilmiş emekleri adeta zayi etmiştir.
Ülkenin gördüğü en büyük suç teşekkülünün alenileştiği, yıllar boyu itibar suikasti yapan bir çetenin doğrudan doğruya eline silah alıp milleti katletmeye yeltendiği bir günün yıldönümüdür bugün.
Türlü operasyonlarla Millet'in iradesini gasp etmişlerdir. İmtiyazlar, kolaylıklar ve göz yummalarla Kamu Otoritesi'nin kudretini, iktidarını sağlamlaştırmak adına trampa eden bir siyasal anlayışın ülkeyi getirdiği halin özetidir durum…
250 insanımızın hainler tarafından şehit edilmiştir. 2193 insanımız teşebbüs sırasında gövdesini memlekete siper etmiştir.
15 Temmuz’da Millet İradesi yine milletin kendisi tarafından korunmuştur.
Evveli hakkında söylenecek onlarca söz var muhakkak, lakin 15 Temmuz’a nasıl gelindiğinin cevabı, demokrasinin hali ile doğru orantılıdır.
Demokrasi kan kaybettikçe 15 Temmuz’un müsebbibi teröristlerin yüzüne kan geldiği aşikardır. Dahası demokrasiden uzaklaşıldığı için, adaletten kopulduğu için bu hain sürüsünün alan kazandığı da bir gerçektir.
Ülkenin kahir ekseriyeti demokrasi için didinirken, demokrasiyi kendi iktidarı için risk bilenlerin demokrasi ile, Cumhuriyet değer ve kazanımları ile didişmesi 15 Temmuz’a giden yolun taşlarını döşemiştir.
Dün iktidarını muhafaza etmek için demokrasi ile didişenler bugün hepten demokrasinin canına okumaya yeltenmişlerdir.
Bunu ise başta 16 Nisan Referandumu ile keyfiyeti Anayasal hale getirerek yapmışlardır.
Ne acı ki iktidarın 20 yıldır yaptığı her hatanın maliyetini millet ödemiştir, ödemeye de devam etmektedir.
İktidar ise zaman zaman nedamet getirerek sorumluluktan kurtulacağını düşünüyor. Üstelik ders almak konusunda da diğer birçok konuda oldukları kadar başarısızlardır.
Milletimizin bugün yaşananlara uygun veciz çokça deyişi vardır. İçlerinden en uygunu ise sanıyoruz ki “üzüm üzüme baka baka kararır” sözüdür.
FETÖ yöntemleri olarak bilinen kumpaslar, manipülasyonlar bir tarafa, bürokratik anlamda yaptıkları aynı ile zuhur etmektedir.
Dün FETÖ’nün sistemi felç etmek ve kendi lehine işletmek adına ele geçirdiği kurumlar, aynı ele geçirme mantığı ile bu kez iktidarın eline geçmiştir.
Dün yargıda FETÖ’nün hakimiyeti söz konusuyken bugün “bağımsız yargı” söylemi arkasında yargı “keyfiyet”e bağlanmıştır.
“Türkiye’de hukuk yok/adalet işlemiyor” dediğimiz, denetimsiz bir idari anlayışın, dengesiz/orantısız bir siyasi gücün varlığının sonu 15 Temmuz’a çıkmıştır.
Görünen o ki yaşananlardan bir ders çıkarılamamıştır. Geldiğimiz noktada hala Türkiye’de adalet işlememekte, denetlenmesi gerekenler denetlenememekte, iktidar gücünü kamunun kendisine tanıdığı imkanları kötüye kullanarak her geçen gün arttırmaktadır.
Yapmak isteyip hukukun izin vermemesi nedeniyle yapamadıkları için OHAL şartlarına hamd eden siyasal iktidarın şimdiki gayreti niyetlerini açık etmektedir.
Bugüne kadar 3 defa uzatılan OHAL ile alakalı Meclise sunulan torba teklif kimi OHAL uygulamalarının 3 yıl daha uzatılmasını teklif etmektedir.
Basit bir hesap ise 2023 yılında gerçekleşeceğini söyledikleri seçime kadar ülkeyi OHAL sopası ile yönetmek istediklerini göstermektedir.
İktidar bugüne kadar gücünün formülasyonunda “Milli İrade” vurgusu yapmış ancak bu girişimle formülü değiştirdiğini göstermiştir. Gerçi son olarak yerel seçimlerde kazanmak için nelere tevessül edeceğinin bir simülasyonu da sergilenmiştir.
Olağan şartlarda seçim kazanması ve hamd etmesi imkansız hale gelen AKP, hamd etmek için OHAL’e bel bağlamıştır.
AKP için artık iktidarın formülü değişmiştir; yıllarca “her halde” kazanırım diyen AKP artık ancak OHAL’de kazanacağını düşünmektedir.
15 Temmuz’a giden süreçte yapılanları aynı ile tekrarlayarak, muhalefeti terörize ederek, toplumu kutuplaştırarak, yargıyı etki altına alarak ve OHAL’e bel bağlayarak Türkiye’yi yeni ve daha büyük risklere maruz bıraktıklarını görmemeleri, iktidar hırsı ile gözlerinin kör olmasındandır.
Kadim ve ilahi bir soru sormak gerekmektedir; akletmez misiniz?
Geçmişte yaptıklarınızın sadece 15 Temmuz’da değil öncesinde ve sonrasında nelere mal olduğunu, sizlerin koltuğunu koruduğunu ancak milletin ne gibi maliyetlere maruz kaldığını görmez misiniz? Anlaşılan görmezsiniz.
Bu acı günün yıldönümünde şehitlerimize rahmet ve minnet dilerken AKP için akıl fikir temenni ediyoruz.
Bir daha böyle acıların yaşanmaması için dua ediyor ve umursamayacaklarını bilsek de dün için önlem olanın, bugünkü sıkıntılara ilaç olacağını, yani demokrasinin ve adaletin önemini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.”