KARDEŞLİK KARŞILIKLI GÜVEN İSTER
Necdet Topçuoğlu
Zamanın birinde bir oduncu, ormanda odun keserken çalılar arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an göz göze gelmişler. Yaratana olan aşkı "yılan bile olsa"yaratılana yansımış ve yılana vurmaya kıyamamış.
Yılan da duygulanmış, dile gelmiş."Ey insanoğlu, sen bana kıyamadın, ben de sana bir iyilik edeceğim"demiş. Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra ağzında bir altın lira ile dönmüş ve oduncuya uzatmış."Bundan böyle ömür boyu sana her gün bir altın lira vereceğim."Oduncu altını bozdurmuş ve evinde o gün şenlik olmuş.
Hiç kimseye olan biteni anlatmamış, ailesi dâhil. Herkes sadece oduncunun çok çalıştığı için durumunun düzeldiğini zannetmiş. Yıllar boyu her gün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış.
Gel zaman git zaman, oduncu ağır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Birkaç gün geçince bolluğa alışmış evinde darlık başlamış.
Oduncu oğlunu yanına çağırmış ve yılanın sırrını anlatmış."Git kör kuyunun başına ve oğlum olduğunu söyle, yılan sana altın verecek" demiş.
Oğlu inanmamış ama gitmiş, yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oğlu olduğuna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oğlan önce inanmadığı hikâyenin gerçek olduğunu görünce hırsa kapılmış, kim bilir daha ne kadar altın var kuyudan içeride demiş.
Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyruğunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp delikanlıyı sokmuş ve öldürmüş.
Akşam yaklaşıp da oğlu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatağından sürünerek bile olsa kalkmış. Kuyunun başına gitmiş ki oğlu cansız yatıyor.Yılan o arada görünmüş ki, kuyruğu yok ve kanlar içinde..
Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş. Canının parçası oğlu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılan yaralı... Hatalı olan oğlum olmalı demiş ve yılandan özür dilemiş. Tekrar dost olalım demiş...
Yılan ise acı acı gülümsemiş. Çok isterdim ama... Sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız demiş.
Meclis de kurulan yıkım Komisyonunun Başkanı Numan Kurtulmuş, bu Komisyonun görevi, devlet aklını millet aklına dönüştürmektir demiş. Yani devlet, Ulus Devletin yıkılmasına ikna olmuş, milleti de ikna etmeye çalışmaktadır. Ulus Devletin devamından yana olanlar halen bu komisyonda neden bulunurlar, anlamak mümkün değildir.
Birbiriyle kardeş olarak yaşamak isteyenler, ne birbirinin kuyruğunu kesmeli, ne de birbirine evlat acısı yaşatmalıdır. Komisyonda dinlenilmek üzere şehit ailelerini çağırmışlar. 50 bin evladını kaybeden şehit aileleri terör örgütüne nasıl biz kardeşiz diyebilir.
Bu milletin bir ferdi olarak Numan Kurtulmuş'a şu hususu hatırlatmak isterim. Seçilmişlerin görevi, emperyalistler tarafından üretilen çakma akılları millete dayatmak değil, Milletin aklının gereğini yerine getirmektir. Bu millet devlet aklı olarak, Cumhuriyetimizin Banisi Mustafa Kemal Atatürk'ün aklını ölçü almaktadır. Sizin gibi aklını kiraya verenlerin aklını değil.
(15, Ağustos, 2025-Ordu)