Necdet Topçuoğlu

Tarih: 22.12.2025 01:29

TARIM POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ

Facebook Twitter Linked-in

TARIM POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ

Necdet Topçuoğlu
Emekli Müsteşar
Sayıştay Uzmandenetçisi

Değerli dostlarım, gerçek uzmanlık alanım olan "Tarım Politikası"nın çeşitli dallarında makaleler yazıyorum. Yorumlara baktığım zaman birçok dostumun konuyu anlamadıklarını görüyorum. Bu nedenle Tarım Politikasının başlangıç ilkelerini yazmayı faydalı gördüm. Tarım ve hayvancılık konularında çeşitli uzmanların yazılarını görmek mümkündür. Bu görüşler genellikle kendi içinde doğrudur. Ancak bir politika değil, bilgidir. Tarım Politikası, tarım ve hayvancılık konularındaki bütün bilgilerin, mimari bir bütünlük içinde sunulmasıdır. İşte bu nedenle Tarım Sektörünü en üst seviyede yönetecek kişinin, Tarım Politikasını iyi bilmesi gerekir. Tarıma ait bir konuyu çok iyi bilen kişiye konu uzmanı diyoruz. Tarıma ait her konuyu biraz bilen kişiye de Tarım Politikacısı diyoruz. Bu nedenle Tarım Politikası uzmanları büyük resmi görmeye çalışırlar. Tarım sektörünü yönetecek kişinin, hedef koyması ve bu hedefe ulaşmak için, imkân ve araçları doğru dizayn etmesi zorunludur.  Makaleyi bu çerçevede değerlendirirseniz faydalı olacağına inanıyorum.

Atatürk'ten sonra Türkiyenin sağlıklı bir tarım politikası olmamıştır. İstisnasız her dönemde Tarım Sektörü güç kaybetmiştir. Türkiye de tarımsal yapı bozulmuştur. Kırsal kesimi öncelikle ‘’Köylü’’ ve ‘’Çiftçi’’ olmak üzere ayırmak gerekir. Bu şimdiye kadar yapılmamış bir tasniftir. Köylülük sosyal bir tabirdir. Köylü, ürettiğini sadece kendisi tüketen, pazara ürün götürüp satmayan toplum kesimidir. Bu kesimin sorunlarını çözmek için ‘’Sosyal Politikalar’’ uygulanmalı, bu kesime destek verilmeli fakat geri ödeme beklenmemelidir.

Çiftçilik ise ekonomik bir tabirdir. Çiftçiler üretim yaparlar, girdi kullanır, pazara ürün götürüp satarlar. Muhasebesi, geliri gideri vardır. Bu kesimin sorunlarını ''Ekonomik Politikalarla'' çözmek gerekir. Girdi temini, kredi kullanımı, vergi ödeme gibi işlem ve yükümlülükleri söz konusudur. Daha önce bu tasnif yapılmadığı için, kırsal kesime verilen krediler batık krediler durumuna düşmüştür.

Medeni Kanunumuzdaki miras hükümleri sebebiyle işletme arazileri bölünerek arsa durumuna düşmüştür. Ekonomik işletme büyüklüğünü kaybeden işletmeler, tarımsal üretimden vaz geçmektedirler. Arazilerin ortakların mülkiyetinde kalmak üzere, kooperatif işletmeler kurulmasını teşvik ederek, yeni bir modelin uygulamaya konulması zorunludur.

Stok’a üretim yapılmasını önlemek amacıyla iklim alanlarını esas alan üretim planlaması yapılması zorunludur. İsrafın daha üretim safhasında önlenmesi için tarımsal üretim planlaması şarttır. Toprak kıt kaynaktır ve en verimli şekilde kullanılmalıdır. Her ürün kendi ekolojik alanı içinde yetiştirilmeli, farklı ekolojilere yayılmamalıdır.

Hayvancılıkta büyükbaş, küçükbaş, kanatlılar ve su ürünleri üretimi konusunda sektörel dengeler sağlanmalıdır. Bu dengelerin bozulmasına izin verilmemelidir. Tarım sektörünün en temel sorunlarından birisi teknisyen düzeyindeki ara eleman ihtiyacıdır. Kapatılan Tarım Meslek Liseleri ve Veteriner Sağlık Teknisyeni okulları tekrar açılmalıdır. Herşeyden önce çiftçi tarımı terk etmiştir. Geri döndürülmesi kolay değildir. Bunun için destekleme politikaları geliştirilmelidir.

Tarım Politikası, ülkenin Genel Ekonomik Politikası ile dengeli ve uyumlu olmalıdır. Genel ekonomik politikadan izole bir tarım politikasının uygulanma kabiliyeti yoktur. Tarımın amacı, ülkeyi kalkındırmak değil, ülke insanlarını yeterli ve dengeli beslenmesini temin etmek, tarımla uğraşanların geçimlerini sağlamak olmalıdır. Ülkenin kalkınması katma değeri yüksek sanayi ürünleri dışsatımı ile mümkündür. Bu durum bütün gelişmiş ülkelerde böyledir.

Küresel ısnma ile birlikte değişen iklim koşulları, Türkiye'yi su sorunu yaşayacak ülkeler arasına dahil etmiştir. Özellikle Ortaanadolu da yeraltı suları aşırı kullanılmıştır. Bu durum Ortaanadolu bölgesini yeniden çölleşme sürecine sokmuştur. Bu nedenle bölgede aşırı su tüketen ürünlerin üretiminden vaz geçilmelidir. Gerekirse bu ürünlerin ithalatına öncelik verilerek su tasarrufu sağlanmalıdır.

Türkiye değişen iklim koşullarına bağlı olarak yeni bir "Su Yönetim Politikası" oluşturmak zorundadır. Tarımsal sulamada, su rasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerine öncelik verilmelidir. Su kaynakları sabit kalırken, gittikçe artan canlı nüfusu, kişi başına düşen su tüketim rakamlarını düşürmüştür. Türkiye yakın gelecekte sulama suyu ve içme suyu darboğazına girecek ülkeler srasında gösterilmektedir. Politika bir sektörün yol haritasıdır. Yol haritası olmayan bir sektörün başarı ile yönetilmesi mümkün değildir.

(18, Aralık, 2025-Ankara)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —