Necdet Topçuoğlu


AYAĞA KALKAN MİLLET İSTEDİĞİNİ ALIR

Anamuhalefet Partisini kontrol altına almak için, belediyeleri baskı altına almayı yeterli görmeyen iktidar, CHP'nin kurumsal kimliğine saldırmaktadır.


AYAĞA KALKAN MİLLET İSTEDİĞİNİ ALIR

Necdet Topçuoğlu

Anamuhalefet Partisini kontrol altına almak için, belediyeleri baskı altına almayı yeterli görmeyen iktidar, CHP'nin kurumsal kimliğine saldırmaktadır. Bu nedenle çeşitli iftiralara dayanarak, 38.Kurultayı Yargı kararıyla yok hükmünde saymaya çalışmaktadır. CHP'nin 38.Kurultayı üzerinden şaibe iddiası kalkmadıkça, arkasından kaç Kurultay yapılırsa yapılsın geçerli değildir. Bu nedenle yargının snuçlanması beklenmelidir. Mahkeme sonucu ne olursa olsun, Kurultay öncesi delegelerle yeniden Kurultay kararı alınmalıdırlar.

AK Partinin basındaki sesleri olan, Mehmet Metiner ve Şamil Tayyar, olası bir seçimden önce Erdoğan'ın Kemal Kulıçdaroğlu, Meral Akşener, Sinan Oğan ve Ahmet Türk gibi isimlere, Bakanlık veya Cumhurbaşkanı  Yardımcılığı görevleri verebileceğini ifade etmektedirler. Yandaş kanallarda bu tartışıldığı halde, adı geçenlerden hiç birisi çıkıp bir yalanlamada bulunmamışlardır. Erdoğan'ı yakından tanıyanların buna olmaz demeyeceklerini düşünüyorum. İktidar seçmen tabanını çeşitli manüplasyonlarla dizayn etmeye çalışmaktadır.

CHP, 38. Kurultay sonuçları ile ilgili davanın, sonuç odaklı değil, süreç odaklı olduğunu savunmsktadır. Bu nedenle söz konusu davayı dikkate almadan, eylem planlarını kararlı bir şekilde uygulamaktadır. 
Söylendiğine göre, Haziran ayı sonuna kadar 180 CHP'linin daha operasyona uğraması, 7 Milletvekilinin de dokunulmazlığının kaldırılmsı beklenmektedir. Baskıların artarak devam edeceği bilinmektedir. Aslında bu bilek güreşi CHP ile, perde gerisindeki Küresel çete ile yapılmaktadır. Bunun CHP tarafından kazanılmasına katkıda bulunmak bir yurtseverlik görevidir. Diğer muhalefet partileri de destek olmalıdırlar.

ABD, Türkiye gibi ülkelerde iktidar ve muhalefeti birlikte dizayn etmektedir. Hatta iktidardan önce muhalefeti garanti altına alır ki, iktidar ayakta kalabilsin diye düşünür. Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP, kontrol altına alınmış muhalefet görevini sorunsuz yürütmüştür. Ancak Özgür Özel'in Genel Başkan olmasıyla birlikte, CHP iktidarın çizdiği muhalefet yapma alanının dışına çıkmıştır. Trump Başkan seçildikten sonra, tekrar CHP'yi iktidar üzerinden kontrol altına almaya çalışmaktadır. İşte bu nedenle baskılar çok yoğun ve acımasızdır.

Bu süreçte iktidarın en büyük sıkıntısı, İstanbul Cumhuriyet Baş Savcısının halen beklentileri karşılayacak delillere ulaşamamış olmasıdır. Saray çevrelerinin bu konuda çok rahatsız olduğu, hatta eski bir Yargıtay Üyesinin baş savcı olarak atanmasının düşünüldüğü konuşulmaktadır. Boş bir iddianame ile mahkemenin başlaması istenmemektedir. Ayrıca bürokrasiden muhalefete giden yoğun bilgi akışından da ciddi olarak kaygı duymaktadırlar. Bürokratlar devletin sinir uçlarıdır. Fazla dokunulduğunda refleks vermeleri doğaldır. Yapılan haksızlıklar karşısında merhametli vicdanlar ayağa kalkmaktadır.
 

İktidar 23 yıldan bu yana, tüm kontrolleri eline almış olduğunu sanıyordu. Üniversite gençliğinin sert direnişlerini gördükten sonra yanıldığını anlamıştır. Umduğu dindar ve kindar gençliğin yetişmediğini görmüştür. Gençlerin dirençlerini gören halk, korku duvarlarını aşmıştır. Acımasız baskılara rağmen, halkın Atatürk Cumhuriyetinden vaz geçmemesi iktidarın sinirlerini aşırı derecede yıpratmıştır. Zaman içinde liseli gençler de eylemlere dahil olmuşlardır. Millet ayağa kalkmışsa istediğini almadan oturması mümkün değildir. İktidarın bunu anlaması gerekir.

Meclis Başkanlığı seçimi sonuçlanmış, Numan Kurtulmuş AKP, MHP ve DEM Parti oylaryla yeniden Meclis Başkanı seçilmiştir. Bu durum bize adları geçen partilerin bir ittifak yaptıklarını göstermektedir. Söz konusu ittifak ilk meyvesini vermiş, DEM Parti üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesine operasyon çekilmiştir. Yapılan bir emek direnişi değil, İzmir de CHP'yi çökertme girişimidir. Çünkü İzmir Belediye-İş Sendika şube başkanı olan zat, DEM partinin belediyede örgütlenmesinden sorumludur. Bunlar terör örgütünün şehir yapılanmasıdır. Seçimlerde ise Hamza Dağ için çalıştığını inkar etmeyecek kadar CHP karşıtıdır. A haber ekranlarından bunu dile getirmiştir.

Daha yolun ortasında bile değiliz. Bu saldırı küresel güçlerin Türkiye'yi yok etme saldırısıdır. Burada bir uzlaşma, insaf veya gevşeme beklemek yanlıştır. Şimdi sıra Meclis de 401 oyu bulup, millete sormadan Anayasayı değiştirmeye gelmiştir. CHP bu komisyonlarda yer almamalıdır. İyi Parti ile aynı yerde durması en doğru politikadır. Gelmeyecek oylara umut bağlayarak DEM Partinin bölücü girişimlerine destek olmamalıdır. İktidar değişmedikçe tutuklananların mahkemelerinin sonuçlanması ve hapisten çıkmaları beklenmemelidir. Hedefin CHP'siz bir Türkiye olduğu çok net görülmektedir. Çünkü ABD muhalefet yapan değil, iktidarı destekleyen bir muhalefet istemektedir.

(04, Haziran, 2025-Ankara)