Necdet Topçuoğlu


ODED YİNON PLÂNI

Oded Yinon Israil'li bir gazetecidir. Bu zat daha önce İsrail Dışişleri Bakanlığı'nda çalışmıştır. "Oded Yinon Planı", Ortadoğu coğrafyasının etnik ve nezhepsel olarak bölünmesini esas almıştır


ODED YİNON PLÂNI

Necdet Topçuoğlu

Oded Yinon Israil'li bir gazetecidir. Bu zat daha önce İsrail Dışişleri Bakanlığı'nda çalışmıştır. "Oded Yinon Planı", Ortadoğu coğrafyasının etnik ve nezhepsel olarak bölünmesini esas almıştır. Plana göre ülkeler İsrail'in güvenlik ihtiyaçlarına göre parçalanacaktır. Bu ülkeler öncelik sırasına göre Irak, Suriye, İran, Türkiye ve Pakistan olarak sıralanmıştır. Söz konusu plân ilk defa Necmettin Erbakan tarafından Türkiye'nin gündemine getirilmiştir. Ancak Amerika yanlısı derin devlet, kulağının üstüne yatarak, konuyu duymazdan gelmiştir.

Plana göre, Irak Suriye'den daha güçlü bir devlettir. Buna göre, Saddam dönemindeki Irak'ın askeri gücü İsrail için büyük tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle önce Irak- İran savaşı başlatılmış ve bu savaş dokuz yıl sürmüştür. Savaş İsrail'in planına uygun olarak sonuçlanmıştır. İki İslam ülkesi güçlerini ve kaynaklarını birbirine karşı kullanarak ciddi boyutlarda zayıflamışlardır.

Söz konusu plana göre, Lübnan 1980'lerde 5 parçaya bölünmüştür. Siyonist strateji yönünden Lübnan'ın bölünmesi Mısır, Suriye ve Irak'ta dâhil olmak üzere tüm Arap dünyası için bir başlangıç olmuştur. Suriye ve Irak Lübnan’da olduğu gibi etnik ve dini bölgelere ayrılmışlardır. Ayni zamanda iki ülke, askeri güç yönünden İsrail için tehdit olmaktan çıkmıştır. Plan yakın geçmişte en önemli hedefine ulaşmıştır.

"Oded Yinon Planı"na göre, Arapların kendi aralarındaki her çeşit mücadelesi kısa dönemde İsrail'in güvenliğine fayda sağlamıştır. Araplar dışındaki mücadele ise, Irak ve Suriye’nin etnik ve dini bölgelere ayrılması şeklinde olmuştur. Böylece büyük şehirler etrafında üç ya da daha fazla devletin ortaya çıkması beklenmektedir. Proje büyük ölçüde Irak'ta hayata geçirilmiştir. Barzani ailesinin başında bulunduğu Erbil merkezli devlet bu projenin bir ürünüdür. Şimdi  Suriye'de etnik ve dini yapısına göre, Lübnan’da olduğu gibi birkaç devlete ayrılacaktır.

Halen Ortadoğu'da meydana gelen bütün gelişmeler "Oded Yinon Planı"nın ruhuna uygun olarak gelişmektedir. İsrail'in güvenliği için Suriye yıkılmış, bölünmüş, zayıflatılmış ve halkının büyük bir kısmı ülkesini terketmek zorunda kalmıştır. Yine plân çerçevesinde Gazze şeridinde filistinliler güneye doğru süpürülmektedir. İsrail'in bu son girişimi Filistin Devletini tamamen yok etmeye yöneliktir. Türkiye Trump destekli bu duruma hükumet olarak sessiz kalmaktadır. Ancak, Özgür Özel'in Meclisi olağanüstü toplantıya çağırması doğru bir adımdır.

ABD ve İsrail bölgedeki bütün adımlarını "Oded Yinon Planı"na göre atmaktadırlar. Suriye'nin kuzeyinde ABD ve İsrail destekli, Türkiye'ye düşman Sünni bir devlet kurulmaya çalışılmaktadır. Yani Colani dost değildir. ABD'nin PYD’ye Suriye’nin kuzeyinde kurdurmaya çalıştığı Sünni butik devletin ise uzun vadeli bir projenin ürünü olduğu anlaşılmaktadır. Herşey "Plâna Sadık Kal" prensibine göre yürümektedir. Türkiye bekasını tehdit eden bu durum karşısında etkili milli politikalar geliştirememektedir. Tam aksine Bahçeli'nin terörsüz Türkiye çıkışı ile, üç etnik yapılı Federasyona yelken açmıştır.

Hatırlarsanız ABD, 11 Eylül İkiz Kuleler saldırısından sonra Afganistan’ı işgal etmiş, daha sonra da Irak'a yönelmiştir. Savaş öncesi ABD Dışişleri Bakanı Colin Powel, Irak savaşı sonrası İsrail daha güvenli olacak diye açıklama yapmıştır. Powel’in bu açıklamasının tesadüf olmadığı, tam aksine plâna uygun olduğu görülmüştür. Artık sıra Avrasya'nın İslami karakteli üç önemli ülkesi olan İran, Türkiye ve Pakistan’a gelmiştir.  Trump'ın ikinci defa Başkan seçilmesiyle, Plan beklenenden daha hızlı yürümüştür. Trump ve Erdoğan'ın sözde dostluğu, Türkiye'yi izlenmesi gereken milli politikaların dışına çıkarmıştır.

İsrail çeşitli platformlarda yaptığı açıklamalarla, Türkiye'nin tarihi birikimi, silahlı gücü, İran'ın ise nüfus, petrol ve doğalgazı ile  Pakistan'ın da nükleer gücü ile İsrail'i tehdit etme potansiyeline sahip olduğunu belirtmektedir. Bunların tamamı bahanedir. İsrail aslında enerji ve suyun peşindedir. Zengezur Geçidi'nin ABD kontrolüne geçmesiyle, enerji hattı güvenlik altına alınmıştır. Bu hat Suriye'nin güneyinden İsrail'e uzanacak olan "Davut Koridoru" ile son şeklini alacaktır. Aslında "Davut Koridoru"nu ayrı bir makalede yazmak gerekir. İsrail su konusunu da "Dicle ve Fırat Havzası"nı kürtler üzerinden, Türkiye'den kopararak çözmeyi plânlamaktadır. Zaten bunu saklamamaktadır.

Büyük Orta Doğu Projesi(BOP) olarak ifade edilen doktrine göre, Türkiye, İran ve Pakistan'ın da zamanı gelince İsrail'e tehdit olmaktan çıkartılması, "Oded Yinon Planı"nın hedefleri arasındadır. BOP büyük İsrail'in temellerini atma projesidir. ABD BOP projesi ile İslam’ı Batı çıkarlarına uygun olarak yeniden biçimlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu strateji İslam ülkelerinin hem kaynaklarını tüketmekte, hem de Müslüman ülkeler arasındaki birliği imha etmektedir. İçine düştüğümüz bu girdaptan kurtulmak için, Atatürk gibi kararlı, cesur ve zeki bir lidere ihtiyacımız var. Ancak, Tanrı öyle liderleri cömert yaratmıyor.

"Oded Yinon" planından ilk defa haberdar olduğumda, Başbakanlıkta Özel Kalem Müdürü idim. Eski Dışişleri Bakanlarımızdan Mümtaz Soysal'a ne yapılması gerekir diye sormuştum. Rahmetli, "Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Pakistan arasında, savunma ve işbirliği Antlaşması yapılmalı" demişti. O tarihten bu yana Irak ve Suriye devreden çıkmıştır. Halen Türkiye, İran ve Pakistan arasında savunma işbirliği antlaşmasının yapılması gerektiğine inanıyorum. Hükümet bu konuda istekli olmasa bile, Milli muhalefetin söz konusu savunma antlaşmasını şiddetle önermesi gerekir. Milli olduğunu düşünen muhalefete duyuruyorum.

(23, Ağustos, 2025-Ankara)