OKUL SERVİSLERİ
Yaşantımız boyunca hemen hepimizin özel olarak etkilendiği gazete manşetleri olmuştur. Beni en çok etkileyen gazete manşeti, bundan birkaç yıl önce atılan bir manşetti. Ulusal yayın yapan bir gazetenin manşetinde, iki küçük çocuğun resimlerinin yanında büyük puntolarla “ANNE BİZ ÖLDÜK” yazıyordu. Haberin ayrıntılarında da, İstanbul’da öğrenci taşıyan bir servis aracının kaza yaptığı ve 7-8 yaşlarında iki küçük ilköğretim okulu öğrencisinin bu kazada hayatlarını kaybettikleri anlatılmıştı. Bir an çocuklarını okula gönderen o annelerin, haberi aldıklarında gösterecekleri acılı durum aklıma geldi. Annelerin durumlarını düşünmek bile zor geldi bana.
Çok etkilendiğim bu haberin, servis şoförlerini ne kadar etkilediğini de merak etmiştim. O yıllarda çalıştığım okulda da, yirmiden fazla öğrenci servisi vardı. Servis şoförlerinin büyük bir kısmı hem öğrencilere gerekli hassasiyeti gösterir, hem de trafik kurallarına, özellikle hız sınırına dikkat ederlerdi. Birkaç tanesi ise hız sınırlarını aşar, uyardığımızda da “Başka bir servis görevine yetişmek için acele ediyorum” yanıtını verirlerdi. Biz de öğretmenler olarak durumu yetkililere iletir, önlem almalarını söylerdik.
Trafik kazalarının hemen tamamına yakını insan hatasından kaynaklanır. Ama öyle sürücüler vardır ki, ne söyleseniz nafile. “Olacak olur” derler. Arabalarının arkasında “Allah korusun” yazılıdır. Sanki Allah, onların hatalarını kapatmaya mecburdur. Kendi hatalarının sorumluluğunu, akıllarınca Allah’a havale etmişlerdir. Aslında bu tür inancın, inandıkları dine göre bir çeşit “şirk” olduğunun bile farkında değillerdir. Her nedense bu konuda ilgili kurumlardan ne uyarı alırlar, ne de eğitim. Sürer gider bu durum.
İlköğretim Okullarının 8 yıla çıkması sonucu özellikle kırsal kesimde birçok okul kapanmış, köylerdeki öğrencilerin başka okullara gönderilmesiyle taşımalı eğitim süreci başlamıştır. Kentler de büyümüş, okullara öğrenci servisleri zorunlu hale gelmiştir. Bu durum sadece ülkemizde değil, gelişmiş ülkelerde de böyle yürütülmektedir. Öğrenci servislerine, ülkemizde gerekli hassasiyetin gösterildiğini söylemek zordur.
Ancak özellikle akşam saatlerinde şehir içi trafik hem şoförlerimiz, hem de yayalarımız için çekilmez hale gelmiştir. Bu nedenle yarım saat arayla farklı okullardan öğrenci taşıyan servis şoförlerimiz, hem kendi can ve mal güvenlikleri, hem de öğrencilerimizin güvenlikleri için azami özeni göstermek durumundadırlar.
Özellikle bayram tatillerinde yollarımızın kan gölüne döndüğü unutulmamalı ve sorgulanmalıdır. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar “insan hatası” sonucu trafik kazasına rastlanmaz. Bunun adı “kader” değil, aymazlık, kuralsızlık ve dikkatsizliktir.
Sürücülerimiz önce kendilerini, sonra yakınlarını ve daha sonra da ülkelerini düşünsünler lütfen!