Necdet Topçuoğlu


ORDU MÜFTÜSÜ UZUNMUSA'LI ALİ EFENDİ

Atatürk 19 Eylül 1924 tarihinde Ordu'yu ziyaret etmiştir. Söz konusu bilgiler bu seyahat notlarından alınmıştır. Atatürk’e Vali Rıfat Vona tarafından Ordu hakkında bilgiler verilmiştir.


ORDU MÜFTÜSÜ UZUNMUSA'LI ALİ EFENDİ

Necdet Topçuoğlu

Atatürk 19 Eylül 1924 tarihinde Ordu'yu ziyaret etmiştir. Söz konusu bilgiler bu seyahat notlarından alınmıştır. Atatürk’e Vali Rıfat Vona tarafından Ordu hakkında bilgiler verilmiştir. Vilayet konağında Mustafa Kemal ile müftü Ali Efendi arasında ilginç bir sohbet yaşanmıştır. Uzun Musa Köyünden olan Ali Efendi, Mustafa Kemal Atatürk’e Ordu müftüsü olarak takdim edildikten sonra, Gazi, müftünün elini sıkmış ve “siz oturun hoca efendi” diyerek onu yanına oturmuştu.

Gazi onu tanıdığını ifade eder. Müftü Ali Efendi, padişah Vahdettin’in çıkarttığı ferman ile Mustafa Kemal’in idamı istendiğinde buna ilk karşı çıkan müftülerden birisiydi. Ali Efendi Vona müftüsü iken, Vahdettin’in bu fermanına karşılık bir fetva yayınlamış ve “padişahımız esirdir,onun çıkardığı irade-i seniye (padişah emri) dinen uygun değildir. Biz millet olarak Ankara’da teşekkül eden Milli Mücadele kumandanı Mustafa Kemal Paşa’ya arz-ı ubudiyet ediyoruz(bağlılığımızı sunuyoruz)” demiştir.

Mustafa Kemal, müftü Ali Efendiye nerede eğitim gördüğünü sorar ve İstanbul’da dini eğitim aldığını öğrenir. Hocasını sorar. Aldığı cevap karşısında; “o halde boş değilsiniz, o muhterem zat Selanik’te benim de hocamdı” diyerek sohbete devam eder. Atatürk, her çocuğun aldığı gibi, çocukluk yıllarında Kur'an eğitimi de almıştır. Ben de çocukluğumda merkez Kızılhisar Köyü'nde, Menteşe Hocanın verdiği Kur'an kursuna devam etmiştim.

Müftü, Mustafa Kemal’in soruları karşısında sıkılmaya, çekinmeye başlar. Gazi, sadece sohbet ettiklerini, sıkılmaması gerektiğini söyleyerek Ali Efendi’yi rahatlatır. Kevser suresini okur “innâ a’taynâkel-kevser”in manasını sorar. Müftü Ali Efendi, “bu manayı dünyalık mı vereyim yoksa ahiretlik mi vereyim?” diye sorunca Mustafa Kemal, “dünyalık mana ver” der. Bunun üzerine Ali Efendi şu yanıtı vermiştir; “dünyada ne kadar sanat varsa hepsi bu surenin içerisindedir. Elektrik bile bunun içinde vardır.”

Bu yanıt üzerine Mustafa Kemal ayağa kalkarak müftünün elini sıkar ve “hurefata, yobazlara, taassuba asla fırsat vermeyeceğim. Bu memleket ve bu millet senin gibi din adamlarına çok muhtaçtır” der. İşte bu müftü Ali Efendi, Türk Halk Müziği sanatçısı ve hocası, kadim dostum Şener Gök'ün dedesidir. Yengemden dolayı da akrabamızdır.

Doğduğum il Ordu, böyle bir İl'dir. Müftü Ali Efendi gibi aydın bir din adamı yetiştirdiği gibi, yeni emekli olan Ali Erbaş gibi Diyanet işleri Başkanı da çıkarabilmiştir. Ayrıca, topraklarımız bereketlidir. Faydalı ve zararlı her türlü bitki yetişmektedir. Ancak halkımızın çoğunluğu aydın ve demokrasi yanlısıdır.

Rahmetli Atatürk'ün Ordu'yu ziyaret ettiği, 19 Eylül 1924 tarihinin, Ordu için çok önemli bir yeri vardır. Bazı ilkokulların önünde "19 Eylül İlkokulu" yazmaktadır. Yıkılarak yerine millet bahçesi yapılacak olan eski stadyumun adı da, "19 Eylül Stadyumu" idi. Bu adın, Durugöl de yapılan yeni stadyuma verilmesi gerekir. Ordu halkı bunu ısrarla istemelidir.

(19, Eylül, 2025-Ordu)