Necdet Topçuoğlu


RABOVA KATLİAMI, "MASUM ŞEHİTLER GÜNÜ"

RABOVA KATLİAMI, "MASUM ŞEHİTLER GÜNÜ"


RABOVA KATLİAMI, "MASUM ŞEHİTLER GÜNÜ"

Necdet Topçuoğlu

Tarih unutulmak için yazılmamıştır. Yaşanmışlıkların unutulmaması için yazılmıştır. Geçmişini unutanlar, geleceklerine doğru yön veremezler. Ben de alışkanlık haline gelmiştir, tarihte bugün ne olmuş kayıtlarına mutlaka göz atarım. Tarihte 30 Eylül 1918 de ne oldu diye sorsam kimse bilmez. Ermeni katliamı desem bazı insanlar hatırlar. Ancak Robova desem kimse hatırlamaz. Ben bunları ne zaman yazsam, Türkçülük ve ırkçılık ile itham ediliyorum. İtham etmeye gerek yok, Türkçülük ile suçlanmak benim için rütbedir.

“Rabova” nedir?
Bilmiyorsunuz değil mi?
“Yevmüşşüheda” de­sem…
Yani, “Masum Şehitler Günü”…
Hatırlayanınız çıktı mı? Sanmam!
Peki, yazayım o zaman.
Tarih, 30 Eylül 1918.
Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'nı kaybetmek üzereydi. Ordusunun komutasını bir Alman Mareşala veren devlet, zaten yıkılmayı kabul etmiş demektir. Zira, "el elin eşeğini ıslık çalarak ararmış". Şam bir zamanlar Osmanlı şehriydi. Bu kadim şehirde binlerce masum Türk ailesi yaşıyordu. Alman Mareşal Liman Von Sanders komutasındaki Os­manlı Ordusu, Şam'ı boşaltıp Halep'e çekilme kararı almıştı.

Şam'da yaşayan binlerce Türk aile­si, kadın-çocuk yollara düştü. Bu masumlar insan acıma­sızlığının boyutunu nere­den bilsinler? Tren, Şam-Rayak demir­yolunun geçtiği Rabova boğazında saldırıya uğradı. Boğazın iki yakasını tutmuş ayrılıkçı Arap ve Ermeni katiller silahlarla treni taramaya başladılar. Saldırganların gözü öylesine kin doluydu ki, bir tek sağ çocuk bile bırakmadılar. İşte Rabova katliamının olduğu her “30 Eylül” günü “Ma­sum Şehitler Günü” olarak anıldı ama, zamanla unutuldu gitti!

Sonra, “Ermeni soykırımı” sözleri zihinlere şırınga edildi! Yakın geçmişte, ayrılıkçı Kürt siyasetçiler tarafından “Rojava direnişi” olarak hafızalara işlenmeye çalışıldı. Bırakınız “Masum Şehitler Günü” anmasını, “Rabova Kıyımını”nı bile hatırlayan kalmamıştır. Milletimizin tarihi acılarla doludur.
Hangi birini anlatalım Balkan zulümlerinimi?Doğuda Ermeni çetelerin yaptıklarınımı? Güneyde Arapların kalleşçe kurdukları pusularımı ?

Türk Milleti, katlimlara uğramış bir millet olarak, Gazze de yaşanan İsrail zulmüne karşı duyarlıdır. Ancak, Milletimizin Filistin davası diye bir davası olmamalıdır. Unutulan tarihi hatırlatmak isterim. 
Filistin Cephesinde Lawrance komutasındaki Arap Bedevileri “Esir almak yoook!..” bağırışları ile cepheden çekilmekte olan Türk Mehmetçiğine saldırdılar. İşte bu saldırıdan kurtulanlar Şam Hastanesine yatırılmışlardı. Öyle ki hastane yatakları tam dolmuş, hastane bahçesinde yüzlerce yaralı Mehmetçik sedyelerde inliyordu.

Bedevi atlıları bir sabah gün ağırırken gelmişler, önce hastane bahçesinde sedyelerde yatan Mehmetçikleri, “Mermi israfı olmasın” diye eğri kılıçlarla kellelerini kesip, sonra hastane içine girerek ağır yaralıları katlettmişlerdir. İşte "ümmet" denilen din kardeşliği budur. Gerçek kardeşlik, kan kardeşliğidir. Hainler buna ırkçılık diyebilirler, bence hiçbir mahsuru yoktur.

Yüzyıllarca Arapları koruyan ve kollayan 6.000 civarında sivil Türk ve silahsız Türk askerleri, o gün Suriye’de İngiliz himayesindeki Arap kalleşliğine kurban gitmişlerdir. Bu kalleşler, İngilizlerin namert politikaları sonucu başlarına gelecekten habersiz bir zafer yaşadıklarını zannetmişlerdir. O hainlerin torunları, şimdi İsrail zulmü altıda inlerken, biz Osmanlıya yaptığımız ihanetin bedelini ödüyoruz demektedirler. Tarih cezayı keser, yarına bırakır ama, kimsenin yanına bırakmaz.
     

"Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür"  her şeyi unuttuk. Arap Bedevileri ile yeniden “Ümmet kardeşi” olma, “Din kardeşi” olma gayretleri var.
Türk’ün yüreğinde onarılmaz yaralar açan bu olayları unutmayalım. Tarih öğrenilir, cehalet geçer ama, "Rabova Katliamı" gibi ortak acılarımızın, geçmişteki tecrübelerimizin görmezden gelindiği her gün, yaralarımız daha da derinleşir.

"Robova Katliamı" diğer adıyla "Masum Şehitler Günü"nün,107.nci yıldönümünde, Suriye'de, İngiliz himayesindeki Arap ve Ermeniler eliyle katledilen masum kardeşlerimizi rahmetle analım. Mekanları Cennet olsun. Kin ile yaşamayalım ama, uysal koyun da olmayalım. Sadece ümmetçi seçmenden gelecek birkaç oya tenezzül ederek, yanlış politika izleyen siyasi partileri kınıyorum. Tarihte bugün ne olmuş sayfasına bakmayı unutmayalım.

(01, Eylül, 2025)