ÇARE ÇARESİZ FİL OLMAKTAN KURTULMAKTIR
Necdet Topçuoğlu
Hindistan'da filleri evcilleştirmek için ilginç bir yöntem kullanılmaktadır. Orman zeminine, filin içine düşebileceği büyüklükte bir çukur kazılıp, üzeri dallarla örtülmektedir. Yavru fil gelip dallara bastığında çukurun içine düşer. Fil, çukurdan çıkmaya çabalar ama başaramaz. Takatsiz kalır ve kurtulma ümidi kaybolur. Hayatına dair müthiş bir korkuya kapılır, çaresizce bir mucize kurtuluş yolu veya ecelini beklemeye başlar.
Fil avcıları yüzlerini de kapatan tümüyle simsiyah giysiler içinde, ellerinde sopalarla gelip fili şiddetli bir şekilde döver, yara bere içinde bırakırlar. Hayvan, yediği sopaların verdiği acıdan ve çukura düşmesi nedeniyle yaşadığı korkudan dolayı, hayatında görmediği bir bunalım ve ruhi çöküntü içine düşer.
Sonra aynı avcılar, ağaçların arkasına gider ve üzerlerindeki siyah elbiseleri tümüyle çıkarıp, baştan aşağı beyaz elbiselerle ellerinde çeşit çeşit yiyecek ve meyve sepetleriyle geri gelirler. File şefkatle yaklaşır, onu besler, yaralarına pansuman yapar, okşayıp sever, güzel sözler söyler ve onu düştüğü çukurdan çıkarırlar.
Fil, bu beyaz giysili kurtarıcılarının kendisine gösterdiği karşılıksız sevgi ve ilgiden dolayı o kadar minnettar kalır ki, o andan itibaren ömür boyu onların gönüllü kölesi olur, her istediklerini yapar ve asla sözlerinden çıkmaz. Onların kendisini az önce tuzağa düşüren, bunalıma sürükleyen ve döven siyah giysili adamlar olabileceği aklına dahi gelmez.
İşte bu yöntem insanlar için uygulanan bir politikaya dönüştürülmüştür. Önce insanlar uygulanan politikalarla aç ve sefil bırakılarak ekmeğe muhtaç edilmektedir. Sonra kurtarıcı rolüne bürünüp, onlara gıda ve temel ihtiyaç maddeleri dağıtılarak biat ve itaat etmeleri sağlanmaktadır.
İşte bunun adına da yoksullukla mücadele demektedirler. Şimdi eziyet ve cefa çektirme zamanıdır. Zamlarla insanlar inim inim inletilirken, maaş ve ücretlere düşük zam yapılmaktadır. Yönetenler fillere eziyet eden kara giysili insanlara benzemektedirler. Bu kişiler seçim zamanı geldiğinde beyaz ve temiz giysilerle seçmenin karşısına çıkacaklardır.
Aynı kişiler rol değiştirerek iyilik meleği rolüne bürüneceklerdir. İktidarda kalmanın yolu budur. Takiyye yapıp seçmeni kandırmaktır. İnsanlar çaresiz fil olmadığının farkına varmadıkları sürece bu kısır döngüden kurtulmak mümkün değildir. Bu sistemde yurttaşlar aptal ve çaresiz fil olmaya devam ettikleri sürece, sadece eziyet edenler değişecektir.
Doğa da örnekler de, çözümler de çoktur. Yeter ki ders almayı bilelim. Ancak ne var ki, beyaz giysili, melek görünümlü kurtarıcıları seçenler, seçmeyenlerin yaşamını da kötü yönde etkilemektedirler. Yurttaşlar zarfa değil, mazrufa odaklanmadıkça, daima aldatılacaklardır. Çünkü siyasetçilerin hem siyah, hemde beyaz giysileri vardır. Toplumların uyanması bir süreçtir. Bu süreç tamamlanmadan umutlu gelişmeler beklemek mümkün değildir.
(01, Ağustos, 2025-Samsun)